Sezaryen ile doğumun anne ve bebeğe etkileri

Source : http://sezaryen.net http://ssvd.net
Author : Umay
Published on : June 07, 2015


  
Umay's Profile and details
Normal doğum içinde uhde kalmış bir sezaryen annesinin SSVD macerası

Türkiye'de sezaryen oranları

Türkiyede sezaryen oranlarının kısa sayılabilecek bir süre içerisinde ciddi ve hızlı bir yükseliş gösterdiğini ve günümüzde artık neredeyse her iki doğumdan birisinin sezaryen ile gerçekleştiğini biliyor muydunuz? Neredeyse her iki doğumdan birisi, ne korkunç değil mi?

Öncelikle sezaryen uygulamalarına karşı olmadığımız söylemekle başlayalım, ve fakat gereksiz sezaryenlere karşı olduğumuz da bilinsin. Elbette sezaryen gerekli olduğu ve doğru zamanda uygulandığında anne ya da bebeğin ya da her ikisinin de hayatını kurtaran önemli bir cerrahi müdahaledir.

Evet bir cerrahi müdahale, yani bir ameliyat. Bir karın ameliyatı. Ve artık her iki (doktorların ve bazı otoritelerin iddialarına göre ise ÜÇ) hamile kadından birisi çocuğunu kucağına almak için bu ameliyatı oluyor.

Burada şuna özellikle dikkat çekmek gerekmektedir. Türkiyede sezaryen oranları hesaplanırken; sadece sezaryen uygulamasının yapılabileceği bir hastane ya da sağlık kuruluşuna başvuran gebeler değil, tüm doğumlar hesaba katılıyor. Yani evde, ya da kırsal kesimde zaten sezaryen uygulamasının yapılabilmesi için gerekli personel ve donanım olmadığı sağlık kuruluşlarında gerçekleşen doğumlarda bu hesaplamada var ve oranı zaten en azından bu seviyelerde tutan da bu doğumlardır.

Bunları hesaba katmadığımız zaman neredeyse her 10 kadından 7'sinin sezaryen ile doğum yaptırıldığına (buna doğum yapmak denmeli bilemiyoruz) dikkat edin.

Buradan şu sonuç çıkmalı, yapılan sezaryen uygulamalarının büyük bir çoğunluğu gereksiz ve kaçınılabilir! Günümüz Türkiyesinde bir çok doktorun SSVD konusunda isteksiz ve hatta korkutarak caydırıcı olduğunu düşünürsek ve annelerin bu konuda desteksiz ve çaresiz bırakılarak yine eninde sonunda sezaryen ile doğuma zorlandığını da hesaba katarsanız yapılması gereken en önemli ve ilk şeyin, ilk sezaryenden kaçınmak olduğunu bilmeli ve kabul etmeliyiz.

Eğer ilk doğumunuz sezaryen olmazsa sonrakilerin sezaryen olmaması da çok daha muhtemeldir. Biraz bilgi, biraz istek ve biraz da planlama ile sezaryen ile doğuma zorlanma riskinizi oldukça azaltabilirsiniz.

Peki Neden mi sezaryenden kaçınmalısınız; işte sebepler.

Bu arada, kimseyi korkutmak ya da caydırmak, doktorları suçlamak, sistemi eleştirmek ya da dünyayı değiştirmek gibi amaçlarımız yok, tek amacımız konuya biraz ışık tutmak, insanların faydalanmasını umduğumuz bilgiler vermek ve doğru seçimler yapabilmelerini sağlamak. Elbette tıbbın ulaştığı noktadan, her yol ve her çare tükendiğinde cerrahların yapabildikleri ve yapabilecekleri için onlara minnettarız.

Sezaryen ile doğumun riskleri

Anne açısından sezaryenin riskleri

Anne ölüm riskinin artması (normal doğuma göre 3 ila 4 kat daha fazla)
Doğum sonrası şikayetler (sezaryen ile doğum yapan kadınların %20-40'ı rahim enfeksiyonları, yara enfeksiyonları ve kan kaybı ve idrar yolu enfeksiyonları gibi çeşitli doğum sonrası şikayetleri ve rahatsızlıkları yaşamaktadır)
Normal doğuma göre antibiyotik kullanma ihtiyacının 5 kat artması
Ektopik gebelik riskinin artması ve daha sonra tekrar gebe kalamama
İlerki gebeliklerde bebeğin ters durma (makat geliş) riskinin artması
Doğumdan sonra emzirme ve süt gelmemesi problemleri (erken sütten kesme ya da hiç emzirememeye kadar varabilir)
bir kadın için hepsinden önemlisi eksik annelik hissi, doğum hissini yaşayamama

Bebek açısından sezaryenin riskleri

Solunum sistemi ile ilgili sorunlar, kan şekeri değerleri ile ilgili sorunlar, ateş düzensizliği ve vücut ısısında bozulma gibi riskler
Planlı sezaryenlerde prematüre doğum riski (hesap yöntemleri çok genel ve yüzeysel, hesap parametreleri hastaya özel uyarlanmadan hesap yapılıyor)
Değişik bağırsak florası ve Bağışıklık sistemi bozuklukları (Araştırmalar sezaryen ile doğan bebeklerin vajinal yolla doğan bebeklerden farklı fekal mikrokplara sahip olduğunu ve bağırsak floralarının farklı olduğunu tutarlı bir şekilde göstermiştir. Bağışıklık sisteminin %70 oranında bağırsak florası ile ilgili olduğu düşünüldüğünde bunun bağışıklık sistemi üzerinde ne denli büyük bir etki yapacağı ortadadır)
Astım ve allerji risklerinin artması
Daha sonraki hayatlarında obez olma risklerinin artması (11 yaş grubunda yapılan bir çalışma sezaryen ile doğanların aşırı kilolu olma ihtimallerinin vajinal yolla doğanalara göre oldukça yüksek olduğunu göstermiştir)

Sezaryen olmak istemeyen ya da en azından sezaryen ile doğum yapmak zorunda kalma riskini azaltmak isteyenler için, sezaryenden kaçınmanın yolları yazımızı kaleme almaya başladık bile.